Facebook hesabınızla EmlakYatirimRehberi.com’a giriş yapabilirsiniz.

Kişisel bilgileriniz (kullanıcı adı, e-posta adresi ve doğum tarihi) hesabınızın yaratılması için Facebook tarafından kullanılacaktır.

Facebook ile giriş yapın

Güncel kalın

E-posta adresinizi giriniz

E-posta adresiniz üçüncü kişiler ile paylaşılmayacaktır. İstediğiniz zaman ayrılabilirsiniz.

Gayrimenkul sektöründeki objektif rehberiniz. Üye ol

Haberler

Türkiye’de binaların yüzde kaçı risk altında?

Güncellenme: 2014-10-14 Kategori: Haberler

default

Türkiye’de bulunan 20 milyon binanın 9 milyonunun yaşamak için uygun olmadığı ortaya konuyor.

Türkiye’deki binalarının yüzde 45’inin sadece deprem riski altında olmadığı, tüm doğal afetler, yangın, sel gibi riskleri de taşıdığına dikkat çekilirken, doğru yönetilecek kentsel dönüşümün süreç için umut verici olduğu diye getiriliyor. Doğru yönetilecek kentsel dönüşüm kadar, kamuoyunun da emniyetli ve ideal konutla ilgili bilinçlenmesinin önem arzettiği ifade ediliyor. Uzmanlar, sağlıklı, konforlu ve sürdürülebilir yapılar için, binaların tasarımında depremsellik ve doğal afet risklerinin yanı sıra; rüzgar, nem, sıcak-soğuk gibi atmosferik şartlara da uygun olması gerektiğine işaret ediyor.

Türkiye’de nüfusun yüzde 95’ninin deprem tehdidi altında olduğuna işaret eden Çukurova Gayrimenkul İcra Kurulu Başkanı Cafer Kara, sığınılacak yerler olması gerekirken Türkiye’deki konut stoğunun depremin yanı sıra başka afetlere de açık olduğunun altını çiziyor.

Kara, kentsel dönüşümle ilk etapta 6,5 milyon, 20 senede ise 14 milyon yeni konut üretilme planının güvenli yapıların kapısını aralayacağının altını çizerken, “Bu bizler için güzel bir şans, mühim olansa bu şansı iyi değerlendirebilmek. Kentsel dönüşüm, dar etraflı ve parselinde bina seviyesinde dönüşüm olarak algılanmamalı. Kentsel dönüşüm; yolu, altyapısı, yeşil alanı ile daha etraflı, planlı ve sağlıklı yaşam alanlarına dönüşüm olarak ele alınmalı” diyor. Bu konuda devletin ve yerel yönetimlerin daha etkili ve yönlendirici rol oynamasının önem arzettiğini söylüyor.

İnşaat projelerinde sadece üretim değil, kullanım ve dönüşüm süreçlerinin de göz önüne alınmaya başladığını belirten Kara, kentsel dönüşümde de sürdürülebilirlik, inovasyon ve ar-ge üçgeninin sektördeki kalite standartlarını yükselteceğini ve başarıyı getireceğini söylüyor. Konut üretiminin yanı sıra, tüketicilerin de konut seçiminde sorgulayıcı olmaları gerektiğini söyleyen Kara, mühendislik, mimarlık hizmetlerine önem veren inşaat firmalarını tercih etmenin bina güvenliği için önemli olduğunun altını çiziyor.

Ortalama bina ömrünün 50 sene olduğunu ve yeni binaların tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Kara, tüketiciyi, ‘Konutun ses yalıtımı veya zorunlu olan ısı yalıtımı var mı?’, ‘Bina ve konutun inşaat malzemesinin kalitesi nedir?’, ‘Projenin sosyal donatıları nelerdir?’, ‘Mevcut aidat ne kadar?’ gibi sorulara yanıt bulması gerektiğini ifade ediyor.